reklam
reklam
DOLAR32,3659% 0.14
EURO34,9705% -0.31
STERLIN40,9726% 0.19
FRANG35,8911% 0.11
ALTIN2.325,14% 0,20
BITCOIN2.284.3940.868
reklam
HALİL DÜZENLİTÜM YAZILARI

‘KARA FATMA’

Yayınlanma Tarihi : Google News
‘KARA FATMA’
reklam

Bir seçim dönemi daha bitti çok şükür…söylenenler söylendi, seçilenler seçildi…

Ve millet kendisine beş yıl hizmet edecek yerel yöneticilerini seçti…

İşte bu seçimlerden sonra sosyal medyaya iki ayrı görüntü düştü…

İstanbul seçimleri yapılmış ve seçimin kazananı Millet İttifakı CHP Adayı Ekrem İmamoğlu olmuştur.

Görüntüler  hemen sonrasından, Ekrem beyin seçim akşamı yapacağı konuşmanın hemen öncesinden…

Danışmanları, konuşmanın son haline ilaveler yapıyorlar…

Bir zafer kazanmaktan bahsediyorlar…

İtiraz ediyor Sayın İmamoğlu:

-Ben bu zafer kazanmak kelimesini sevmiyorum, hoşlanmıyorum…

-Millete karşı zafer kazanılmaz…

Ne büyük kelime bu Allah aşkına…Kıymetini bilelim bu bakış açısının…

herkese hayırlı olsun…

Gelelim bir başka bakış açısına:

Seçimlerin ardından 3 gün geçmişti. Öğlen saatlerinde metroda yaşanan Kara Fatma tartışması sosyal medya gündemine oturmayı başarıyor.

Bir kadının, yaşlı bir adamla tartıştığı görüntüler…

Metroda çekilen görüntüler bu kadarına da pes dedirtti.

Yanında oturan başörtülü kadına “Kara Fatma” diyen kadının bu çirkin saldırısı ve ardından kendisini savunmak için sarf ettiği sözler şaşkına çevirdi.

Görüntülerde metrodaki vatandaşların tepki göstermesi üzerine kadın “Burası Türkiye Cumhuriyeti, burası özgür bir ülke, istediğimi konuşabilirim” yanıtını veriyor.

Ne diyelim tek kelime ile yazıklar olsun…

Zaman zaman toplumda kendisi ile aynı düşünmeyen insanların bir birlerini aşağılamak için kullandıkları bir sürü sıfatlar vardır…

Şimdi asıl konumuza dönelim: ‘Kara Fatma’

Kimdir?

Nerede yaşamıştır?

Niye Kara Fatma denmiştir?

En önemlisi de ona bu ismi kim vermiştir?

Kara Fatma, Kurtuluş Savaşı’nın sembol isimleri arasında yer aldı. Savaşın sonunda aldığı İstiklal Madalyasını, ömrünün en büyük hediyesi olarak göğsünde taşıdı.

Türk halkı, kadın-erkek demeden Kurtuluş Savaşında destan yazdı. Aradan geçen yıllara rağmen o kahramanlar hiçbir zaman unutulmadı. Tıpkı ufak tefek görüntüsüne tezat cesaretiyle, kurtuluş mücadelesine destek veren Fatma Seher Erden ya da namı diğer Kara Fatma gibi.

Erzurumlu Yusuf Ağa’nın kızı olan Kara Fatma, ilk cephe mücadelesini kocası Derviş Bey’le birlikte Balkan Savaşı’nda verdi. Balkan Savaşı sırasında Edirne’de, Yanık Kışla’da düşmanla çarpıştı. Ardından I. Dünya Savaşı başladı. Ailesinden kendi gibi yürekli on kadını yanına aldı ve Kafkasya Cephesi’ne gitti. O sırada eşi Derviş Bey, Sarıkamış’ta şehit düştü. Buna rağmen durmadı, vatan aşkıyla cepheden cepheye koşmaya devam etti. Yanında iki oğlu ve kendisi gibi yürekli kadınlar vardı.

Mustafa Kemal’in huzuruna çıktı

Kara Fatma’nın vatan mücadelesi, Kurtuluş Savaşı’nda da devam etti. Mücadeleye katılmak için Sivas’a gitti. Mustafa Kemal’in önünü keserek kendisine görev vermesini istedi. Kara Fatma, 1944’de yayınlanan anılarında bu görüşmeyi şöyle anlattı:

“Mustafa Kemal’in huzuruna çıkabilmek için muhtelif kıyafetlere girerek üç günlük bir mücadeleden sonra devamlı bir takibin neticesi olarak, Sivas’ta öğle yemeğine davetli bulunduğu bir yere giderken yolda yakaladım. Üzerimde çarşaf vardı ve yüzüm de peçe ile kapalıydı. Kendisiyle bir mesele hakkında görüşmek istediğimi söyleyince ilk defa sert bir lisan kullanarak ‘ne görüşeceksin’ dedi. Kalbimdeki vatan aşkı, bu sert muameleye üstün geldi. Derhal peçemi kaldırdım ve ‘İstanbul’dan buraya kadar sizinle görüşmek için geldim ve maruzatımı bir dakika için dinlemenizi ısrarla rica ediyorum’ dedim. Sonra, pek yakınımızda bulunan küçük bir lokantaya beni kabul ettiler.”

Mustafa Kemal kendisine adını, silah kullanmayı, ata binmeyi bilip bilmediğini sordu. Aldığı cevaplardan duyduğu memnuniyeti, “Bütün kadınlar senin gibi olsa idi Kara Fatma” sözleriyle ifade etti. Fatma Seher, işte bu olaydan sonra “Kara Fatma” olarak anılmaya başlandı.

Kara Fatma, Mustafa Kemal’den aldığı talimat üzerine İstanbul’a döndü. Mustafa Kemal’den getirdiği pusulayı göstererek Topkapılı Pire Mehmed ve Laz Tahsin’le birlikte 15 kişilik bir çete kurdu. Kısa sürede bu çetedeki üyelerin sayısını arttırdı ve Üsküdarlı Albay Neşet Bey’in emrinde savaşmaya başladı.

Düşmana esir düştü

Kara Fatma asıl başarısını İzmit’in işgali sırasında gösterdi. Yunan işgaline karşı 480 kişilik çetesiyle mücadele verdi. Burada gösterdiği kahramanlıkla adını tarihe yazdırdı. Hisarcık’ta, Kaynarca mıntıkası Kumandanı Naim imzasıyla Süvari Livası’na (tugay) gönderilen yazıda, “Bugünkü harekatta pek çok yararlığı görülmüş olan Fatma Seher Hanım’a teşekkür ederim” deniliyordu.

Kara Fatma, ardından 43 kadın ve 700 erkekten oluşan müfrezesiyle İnönü Savaşlarına katıldı. Bu savaşta müfrezenin pek çok kadın neferi şehit düştü, Kara Fatma ise yaralandı. Kara Fatma, beraberindeki gönüllülerle birlikte İznik’te, Kumlu’da, Alaşehir’de, Sivrihisar’daydı; düşman neredeyse oradaydı. Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne katılanlardan biri de oydu. Ama bu çarpışmalar sırasında esir düştü Kara Fatma. Buna rağmen, düşmanın elinden kaçmayı başardı. Hatta bu başarısından ötürü Kara Fatma’ya “üsteğmen” rütbesi verildi.

İstiklal Madalyası sahibi

Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nden sonra vakit kaybetmeden Bursa’ya geçti Kara Fatma. Şehrin Yunan işgalinden kurtarılması için de müfrezesiyle birlikte çarpıştı.

Kara Fatma, o günleri anlatırken son derece mütevazıydı:

“Bursa Cephesi’nde harbe girdim. Bizim vazifemiz kıtanın gerilerine akın etmek ve yollarını kesmekti. Vazifemizde başarılı oluyorduk. Yunanlılar bizim ordunun hücumuna fazla dayanamadı. Bozgun başladı. Birkaç gün içinde Yunan’ı denize döktük. Artık vazifem bitmişti. Yorgun vücudumu dinlendirmek için izin verdiler.”

Tüm bu mücadelenin sonunda Kurtuluş Savaşı’nın büyük kahramanı Kara Fatma, İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. Bu madalya, kendisi için yeterliydi. Öyle ki, savaşın ardından kendisine bağlanan üsteğmenlik maaşını kabul etmedi. “Ben para için savaşmadım. Vatanım için savaştım” diyerek maaşını Kızılay’a bağışladı.

Kara Fatma, yıllar boyu süren bu mücadeleler sırasında eşinin yanı sıra iki oğlunu da şehit verdi. Büyük zaferden sonra ise köşesine çekildi. Ömrünün son yıllarını İstanbul’da, Darülaceze’de geçirdi. 2 Temmuz 1955 günü hayata gözlerini yumdu. Ancak Kurtuluş Savaşı’nda gösterdiği fedakarlık ve gözü karalık hiçbir zaman unutulmadı.

İşte böyle..

‘Kara Fatma’nın’ hikâyesi…

Bir başkasına olan nefretini kusmak için bile bir kahramanı kullanan bu saygısız kadına Allah akıl fikir versin… Ne diyelim…

Allah Rahmet Eylesin…Saygıyla…

Hoşçakalın

reklam