reklam
reklam
DOLAR32,2663% 0.26
EURO35,1263% 0.69
STERLIN41,0014% 0.73
FRANG35,6416% 0.21
ALTIN2.273,23% 0,88
BITCOIN2.230.331-1.111
reklam
Ayse DogangunesTÜM YAZILARI

KORONA ve CHINA

Yayınlanma Tarihi : Google News
reklam

Ben uzun yıllardır Çin’de yaşıyorum.  Bir çok yazımda Çin hakkında çok şey yazdım.

İlk defa Çinlilerin endişeleri ve neye neden verdikleri tepkiler üzerine yazacağım.

Genelde Çin Türkiye arasındaki ticareti desteklemek amaçlı girişimlerim oldu.

Bu yazımda Çinlilerin korkularını paylaşacağım.

Çin kötü günleri daha dün geride bırakmıs bir ülke .

Çinin acı, açlık dolu tarihinin üzerinden uzun uzun yıllar geçmedi. Çin daha 1970’ler de hala izole bir ülke idi.

Ülke Böyle iken toplumun psikolojisini az çok empati yaparak da anlayabiliriz.

Bu günlerde CORONA VİRÜS’ü ile savaşmaya çalışan bu milletin en büyük korkuları nelerdir?

AÇLIK

Evet Çinlilerin bu gün daha hala onlarda etkisini sürdürdüğü açlık korkusu.

Kimse ayni günleri daha yasamak istemiyor. Kimse o günleri hatırlamak.

O günleri  geçiren yaşlılarla sohbetlerimden bildiğimden söyleyebilirim ki, açlıktan yollarda düşerek, toprak yiyen, ağaç kabukları yiyerek ölen insanlara şahit olan yaşlılar bunlar.

PEKİ, İNSAN ETİ YEMEK ZORUNDA KALANLARI SIZ BIİLİYOR MUSUNUZ?

Onlar biliyor, onlar  yaşamışlar.

GÜVENSİZLİK

Çinliler de neden güven yoktur?

Yine  tarihlerinin onlara mirasıdır bu.

Çinliler ticarette bile asla size güvenmeyi seçmezler.

Onların odaklandığı alınacak ödemenin ne zaman nasıl yapılacagıdır.

Komünist rejimi ülke de hakimiyet kurmaya çalışırken, bildiğiniz veya bilmediğiniz gibi, bütün özel mal, mülklere el koyulmuş, kimsenin evinde fazladan “yiyecek, tencere’ artık ne varsa yönetime verilmesi emredilmiş, çoğu eğitimli, zengin insanlar boğazlarına geçirilen ağaçtan bir tur kelepçe ile açlığa ve ölüme terk edilmiş.

O yıllarda ayni sofrada yemek yediğin kardeşin, baban, anan bile satmış ve ölmene göz yummuş.

Hadi buradan bakin birde.

Siz olsanız kime güvenirdiniz?

Uzun çok uzun acılar bunlar anlatacak çok şey var. Neyse biz bu günün gündemine KORONA’ya geçelim.

 KORONA VİRÜSÜ

Virüs Cin’de EKİM ayından beri hemen hemen her bölgesinde vardi zaten.

Nasıl biliyorum?

Ben 2 çocuk annesiyim ve öğrenciler her ikisi de. 

Ekim ayında başladı okulların öğrenci yetersizliğinden kapanması ve derslere aylarca ara verilmesi.

O donemde ben doktora ilaç yazdırmak için gittiğimde dikkatimi çeken temizlik görevlisine kadar maske takıyor olmasıydı.

O gün karar verdim çocuklar okula gitmeyecek. Dersleri ben evde verecektim ve öyle de yaptım.

Derken okul bir duyuru yaptı ve yari yıl sınavlarının yapılmayacağını duyurdu.

Neden? Elbette çocukların hepsinin hastanede oluşundan.

 Hiç bir hükumet hele de bu Cin ise 100,1000 kisi için bir eyaleti karantinaya almaz.

Bu rakamların hatırı sayılır olduğunu tahmin etmek zor değil.

 İçimizi rahatlatan bu virüsün savaşılabilir olması… 

Çin devleti de elinden geleni yapıyor halk da gayet uyum içinde.

 KORONA ile mücadele eden Çin iyi biliyor ki bu virüs onların yediklerinden gelen bir virüs değil.…

Malum Çin’de asırlardır bu hayvanlar tüketiliyor.

Yanlız  Çinlilerin bu tur hayvanları yiyor olması her turlu kötülüğe iyi bir kılıf.

Çin’de virüsler sadece bugün ortaya çıkan KORONA değil elbet.

Yine yakin tarihte SARS ile bir mücadeleleri var.

Çinli elbet ölümden korkuyor fakat en çok bu kaosun getireceklerinden daha çok endişeleniyordur bence.

Peki, durum böyle iken ve bir çok ülke Çinlilere vizeleri durdurmuşken Türkiye ne yapıyor?

Duyumlarımıza göre kontrollerde biraz rahatlık var.

İnşallah Türkiye devleti daha sıkı önlemler alır.

Not: Çin bu günleri atlatacak geriye hangi ülkenin o günlerde ne tepkiler verdiği ve yaptığı yorumlar kalacaktır.

Her ülke birbirine lazımdır.

İNCİTİCİ yorumlardan kaçınmalıyız!

Bu gün Çin yarin biz olabiliriz.

Ha bir de

Youtube da Çinlilerin yedikleri, kestiklerini izlemek yerine bir de çektiği acıları, tarihlerini  araştırıp izlemeye ne dersiniz?

Ayşe Doğangüneş

SHANGHAI

reklam