Tarih, zaman içinde yaşanmış olayları, kahramanlıkları ve zaferleri unutmamamız gereken bir pusuladır. Bu pusulalardan biri de Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin en parlak noktalarından biri olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’dır. Bu yıl, zaferin ikinci yüzyılının başlangıcını coşkuyla kutluyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının önderliğinde, düşman güçlerine karşı verilen mücadele, sadece bir ordunun değil, tüm bir milletin istiklaline yönelik inancının ve direncinin en güçlü kanıtıdır. 26 Ağustos’ta başlayan Büyük Taarruz, 30 Ağustos’ta zaferle sonuçlanarak tarihin akışını değiştirmiş ve Türk milletine yeni bir umut ve azim aşılamıştır.
Bugün, yıllardır sağlık sektörüne yönetici olarak emek veren çağdaş bir Türk kadını olarak, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı sadece askeri bir zafer olarak değil, aynı zamanda yönetim ve liderlik prensiplerinin en güzel örneklerinden birisi olduğunu düşünüyorum. Sağlık yönetimi, disiplin, planlama, koordinasyon ve kriz yönetimi gibi alanları içerir. İşte 30 Ağustos Zaferi, bu prensiplerin nasıl uygulandığını ve nasıl büyük bir başarıya dönüştürüldüğünü gösteren nadir örneklerden biridir.
Tıpkı o günlerde olduğu gibi, günümüzde de başarı; kararlılıkla, ekip çalışmasıyla ve liderliğin öncülüğünde elde edilir. 30 Ağustos, bize, engeller ne kadar büyük olursa olsun, inançla ve çalışmayla üstesinden gelinemeyeceği mesajını verir. Sağlık alanında yüksek lisans yaparak, uzun yıllar süren yöneticilik deneyimlerinizle, siz de bu mesajı en iyi şekilde anlayanlardan birisisiniz.
Bu yıl aynı zamanda zaferin ikinci yüzyılının başlangıcını kutlamak, milletimizin bu büyük mirası daha da ileriye taşıyacağına olan inancımızı pekiştiriyor. Geçmişten aldığımız güçle, geleceğe yönelik yeni zaferler için adım atmaya devam edeceğiz.
Büyük zaferin ikinci yüzyılında 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!
Birsen Öztürk
